9 Ocak 2023 Pazartesi

Seirei no Moribito (Guardian of the Spirit)

 



Yayın yılı: 2007

Bölüm sayısı: 26

Benim puanım: 8.5/10

Eskisi kadar anime izlemesem de hala Japonca ve anime tutkumdan vazgeçmiş değilim. 2020'lerin Kimetsu no Yaiba'sı, Jujutsu Kaisen'i, Chainsaw Man'i falan çerezlik izlemek için keyifli olsa da bana eski animelerin derinliğini, duygusallığını ve doyuruculuğunu veremiyor. O yüzden 2007'de yayınlanan bu dönem animesi (tarihi olaylardan ve dönemlerden esinlenen animelere böyle mi deniyordu yahu) benim gibi eski animelerdeki keyfi arıyorsanız tam size göre olabilir. Hem de bu anime çok güçlü ve gerçekçi bir kadın baş karakteri  de barındıyor.

Seirei no Moribito, Balsa ve Chagum'un hikayesi. Kaderin biraraya getirdiği, kan bağına dayanmayan bir ana oğul hikayesi... Bu birliktelik bana zaman zaman Dunk ve Egg'in hikayesini anımsatıp gülümsetmedi de diyemem :) Bir prens ve Kanbal ülkesinden gelen (muhtemelen Hindistan'a bir atıf) dövüş sanatlarında usta olan kiralık koruma bir kadının alışılmadık yolculuğunu ve bu sırada şahit oldukları sıradan köylülerin gerek geleneksel, gerek Japon mitolojisindeki anlatılara dayanan hikayelerini çok ama çok sevdim! Bir su kötü ruhu tarafından ele geçirildiği düşünülen ve ülkeye kuraklık ve felakat getireceği öngörülen prens Chagum'un ölümü, kendi babası mikado (imparator) tarafından emredilir. Bunu bir kaza gibi göstermek için ise ekstra çaba sarf edilir. Chagum'un da içinde olduğu bir at arabası nehire yuvarlanır ve Chagum'un ölmesi beklenir. Fakat hesapta olmayan, o sırada buna şahit olan kiralık koruma (yojimbo) bir kadın olan Balsa'nın nehire atlayıp Chagum'u kurtarması olur. Chagum'un annesi 2. imparotiçe, Balsa'yla gizlice tanışır ve oğlunu saraydan kaçırmasını ve hayatı pahasına onu korumasını rica eder/emreder. Karşılığında ise Balsa'ya yüklü bir miktar mücevher ve para teklif eder. Fakat Balsa'nın ikna olmak için bunlara ihtiyacı yoktur, çünkü hayatı boyunca aldığı sekiz can yerine sekiz kişiyi kurtarmaya yemin etmiştir ve kendi çocukluğunun hikayesiyle inanılmaz bir benzerlik gösteren bir durumda olan Chagum'un hayatını kurtarmak onu bu günahtan azledecek sekizinci hayata denk gelmektedir. Bunun kaderin bir oyunu olduğunu farkeden Balsa, fazla ısrar edilmesine gerek kalmadan Chagum'un koruyuculuğu görevini üstlenir. Kaçmak için Chagum'un odasında bir yangın çıkarır ve Chagum'u saraydan kaçırır ve böylece maceraları başlamış olur.

Bu animede Balsa gibi müthiş bir kadın karakterin ana karakter olması dışındaki güzel şeylerden biri de yan karakterlerin de son derece derin, empati kurulabilir ve sevimli kişiler olması. Bunlar arasında Balsa'yı çocukluğundan beri tanıyan arkadaşı ve platonik aşığı şifacı Tanda, ilginç bir mizah yeteneğine sahip şaman bir kocakarı olan Torogai, sarayın en genç ve yetenekli yıldız okuyucusu (star reader), cool bir adam olan Shuga ve Balsa'nın zaman zaman sahip çıktığı yetim çocuklar Touga ve Saya var. Balsa ve Tanda dinamiği klasik ataerkil bir toplumda geçen bu hikayede kadın-erkek rollerinde bir nevi değişime sebep olmuş. Mesleği şifacı olan ve sabırla sevdiği kadının düzenli hayata geçmesini bekleyen bir erkek ve savaşçı, güçlü ve otuz yaşlarında olmasına rağmen hala düzenli hayata geçmemiş, maceracı bir kadın...  Bu da hoşuma gitti.

Balsa ve Chagum'un yolculuğu sırasında günlük hayattan kesitler, uçsuz bucaksız pirinç tarlaları ve halkın inanışına dair ilginç hikayalerle karşılaşıyoruz. Bu bazen animenin akışını yavaşlatmış ama Japonya'ya, Japonya kültürüne ve tarihine meraklı olan kişileri yine de mutlu eder diye düşünüyorum. Sevdiğim hikayelerden biri Balsa'nın geçmişine dair flashbackler ve onu da bir saraydan ölüm emrine karşı kaçıran mızrak ustası ve öğretmeni Jiguro hakkında öğrendiklerimiz oldu. Meğersem Balsa, Kanbal'daki saray doktorunun kızıymış, babasına zorla imparatoru zehirleme görevi verilmiş. Bu görev küçük kızı Balsa'nın da hayatını tehlikeye atacağından babası öldürülmeden önce en yakın arkadaşı olan sarayın baş mızrak savaşçısı Jiguro'dan Balsa'yı saraydan kaçırmasını rica etmiş. Hayatı pahasına Balsa'yı koruyan Jiguro, onları bu kaçısında takip eden  sarayın diğer sekiz mızrak savaşçısı olan eski arkadaşlarını öldürmek zorunda kalmış. Yani aslında Balsa'nın canını aldığını söylediği insanlari Jiguro'nun onu korumak için öldürmek zorunda kaldığı arkadaşlarıymış. Bu minnet borcunu ödemek isteyen Balsa ise, Jiguro'ya aldığı her cana karşı bir kişiyi kurtaracağına dair söz vermiş.

Animedeki beklenmedik twist'lerden biri ise aslında Chagum'un içindekinin kötü bir ruh değil de, ülkeye sulaklık ve bereket getirecek iyi bir ruhun yumurtası olduğunun ortaya çıkmasıydı. Bu sebeple aslında Guardian of the Spirit yani Seirei no Moribito'nun Balsa'ya değil de Chagum'a atıf olduğunu öğrendik. Bu bilginin ortaya çıkmasından sonra Balsa'nın görevi kötü bir ruh tarafından ele geçirildiğini sandığı bir çocuğun hayatını kurtarmaktan evrilip ülkeyi kuraklıktan kurtaracak bir ruhun doğuşuna yardımcı olmak ve bu yumurtayı taşıyan çocuğu da korumaya dönüşüyor. Bir nevi Frodo ve Sam olayı yani. Her yüzyılda bir doğabilen bu ruhun doğumu ise çok kompleks ve evrim dışıydı aslında ama neyse. Çünkü yumurtayı çıkarmak için Rarunga isminde bir yaratık yumurta taşıyıcısını parçalamak zorunda ve havaya fırlayan yumurtayı da efsaneye göre bir kuşun havada yakalaması ve suya bırakıp doğumunu sağlaması gerekiyor. Rarunga'nın Chagum'u öldürmesini istemeyen Tanda, Balsa, Toragai ve Shuga ise işbirliği yaparak Chagum'u korudalar ve hikayenin sonunda Tanda, Balsa'nın da yardımıyla yumurtayı bir büyüyle Chagum ölmeden çıkarabildi. Hikayenin bitişi ise biraz bitter-sweet oldu. Saraydan uzak kaldığı süreçte astımlı abisi öldüğünden Chagum artık veliaht ilan edildi. Balsa ile Chagum bu sebeple yollarını ayırmak zorunda kaldı, fakat bu yolculuktan öğrendikleriyle Chagum'un iyi bir imparator ve yönetici olacağına şüphe yok. Fakat Balsa ve Chagum'un ayrılışı biraz kalbimi kırmadı değil. En azından Balsa artık Tanda ile olur diye umut ederken bunun yerine Balsa'nın son bir görev için Kanbal'a geri döndüğünü gördük. Bunu biraz cliffhanger olarak verdiler ama muhtemelen Jiguro ve babasını adını temize çıkarmak için Kanbal'a gittiği teoriler arasında. Balsa ve Chagum'un hayatları pahasına koruduğu yağmur/su ruhu ise ülkeye bol bol yağmur ve bereket getirdikten sonra hala Balsa'nın yollarını bekleyen Tanda ile anime sona erdi. Çok da tadında bitti bence... Başka anime değerlendirmelerinde görüşmek üzere!