30 Nisan 2011 Cumartesi

Fantastik Diyarlar

 Game of Thrones

Game of Thrones harika bir dizi. Gerçi sadece iki bölüm izledim ama  beni kendine bağlamaya yetti. Müthiş bir atmosferi var ve seni alıp götürüyor. İlk 7 dakikasını izlerken korku öğeli bir dizi izleyeceğimi sandım ama müthişti o sahneler. Cidden bayağı bütçe ayırmışlar, belli oluyor. Bir sürü karakter var ve karakterleri ilk iki bölümde çok güzel tanıttı ve hepsi o yüzden hatırımda. Favorilerim; Arya, Jon Snow (the bastard), cüce (Tyrion Lannister), Daenerys ve Ned Stark. Ensest Lannister ikizlerine adlarını bile yazmak istemiyorum işte o sarışın Sarah Connor kraliçeye ve onun ikizine, bir de kraliçenin piçoz oğluna ve ona yazan azgın sübyan Sansa'ya ise deli gibi sinir oluyorum. Sarah Connor'da sarı saçı beğendim şimdi yanlış anlaşılmasın, Sansa'nın da kızıl saçları çok güzel ama onun sütü bozuk. Erotizmin dozu da gayet yerinde bence. Şahsen Spartacus'ta çok hoşlaşmamıştım, bölüm başı dört sevişmeden. True Blood daha normaldi ama gereksiz şeyler vardı onda da. Mesela Eric'ciğime gay sevişmesi yaptıkları sahne. Neyse bunlar tartışılır kişisine göre ama bu dizide de biraz çıplaklık ve seks içeriği var ama rahatsız edici ve hikayenin gidişatını bozacak gereksiz sahneler değil yani.

Anam her şeyi boşver de o kurtlar ne öyle, hele yavru hallerini alıp eve besleyesim geldi valla. İkinci bölümden de anlaşılacağı üzere zaten kurtların da önemli bir bölümü var hikayede. Cidden çocuklarla bağlantıları varmış kurtların. Ekşiden okuduğum kadarıyla kimse bahsetmemiş ama Bran, Sansa'nın kurdu Lady öldüğü anda komadan çıktı. Sanki kurdun hayatı ona aktarılmış gibi oldu. Nymeria da kaçtı; ama bir yerlerden yine kendimi tutamayıp okuduğum kadarıyla da Arya onu rüyasında görmeye devam edecekmiş. Wolf's Dream, they are connected yani :P Neyse diğer bölümler gelsin bir bakalım. Kitabı da okuyacağım elime fırsat geçer geçmez. Şimdiye kadar böyle bir kurgudan haberimin olmaması da ayrı bir ayıp zaten.

Harry Potter 7 Part 2- Trailer 1

Harry Potter'ın son filminin de ilk trailer'ı internette geziniyor şu an. Hiçbir zaman filmlerini beğenmedim ama serinin yani kitabın çocukluğumdan beri hastasıyım. Sanırım bunu söylememe bile gerek yok. Yalnız şu son filmlerde bence WB işi yeni çözdü. 7. filmin ilk kısmını izlediğimde şaşkına dönmüştüm hatta film bitti ve ben sövmüyorum, "sanki sanki.... beğendim!" diyerek çıkmıştım. Onun da trailer'ı bir harikaydı zaten. Filme gitmeden önce defalarca izlemiş ve tüm replikleri ezberlemiştim. Film öyle çıkmayacak, trailer göz boyamadır diye korkmuştum ama beni hayal kırıklığına uğratmadılar. Keşke diğer filmleri de böyle çekselerdi de 7 film boyunca kalitesini hiç düşürmeyen bir yapım olarak tarihe geçseydi ama maalesef öyle şeyler ha diyince olmuyor.Neyse işte yeni trailer da çıkalı birkaç gün oldu sadece (gerçi bu daha ilk trailer, resmi olanı ne kadar şükela olur, düşünemiyorum artık); ama ben defalarca izledim. Ve replikleri aynı anda tekrarlıyorum onlarla manyaklar gibi. Hatta Voldemort'un "yieeeeee!" nidalarını da an ve an.  İşte o trailer;


Az önce foruma yazdım replikleri; millet kesin gülmüştür, manyak mı bu diye. Onlar da aynen şöyle;


Harry Potter, you have fought valiantly

Yieeeeeee!

but you allowed your friends die for you rather than face me yourself

On this night, (şaaap) join me and confront your fate.

(Ron) We can end this

(Harry) I've never wanted any of you to die for me

Yieeeeeee!

(Harry) ... let's finish this the way we started. Together!

Yieeeeee!

Only I can live forever...

Yieeee!

Blogu en az on kere editledim ama şunu söylemeden de geçmeyeceğim; başında Lily ve Snape'in çocukken arkadaşlığına dair göndermeler çok hoş da ondan sonra Voldemort'un soluğu Darth Vader'ı andırmıyor mu sanki? Bir de Harry'nin Voldemort'a uçurumda sarılıp atladığı sahne kitapta yoktu ama ilk başta ben onu kucaklayacak sandım anam dedim, ne bu önce soluk sesi sonra da  "No Harry, I am your father!"  espirisini burada da yapacaklar sandım, korktum bir an. Hani Toy Story'de güzel espiri olmuştu da burda olmaz yani eşşek kadar kitap var referans alınan. Neyse öyle işte; bu hafta böyle fantastik diyarlarda takılıyorum bakalım.

20 Nisan 2011 Çarşamba

Evcilleştirmek

küçük prens*'ten:

"benimle oynar mısın?" dedi küçük prens. "çok mutsuzum".
"hayır" dedi tilki. "oynayamam; evcil değilim ben" ...
"evcil ne demek" diye sordu küçük prens ...
"bağlar kurmak anlamına geliyor" dedi tilki ... örneğin sen benim için hala yüzbin öteki çocuk gibi herhangi bir çocuksun. benim için gerekli de değilsin. senin için de aynı şey. ben de senin için yüzbin öteki tilkiden hiç farkı olmayan herhangi bir tilkiyim. ama beni evcilleştirirsen, birbirimiz için gerekli oluruz o zaman. benim için sen dünyadaki herkesten farklı birisi olursun. ben de senin için eşsiz benzersiz olurum."
küçük prens "anlıyorum galiba" dedi, "bir çiçek var.. galiba o beni evcilleştirdi".
"olabilir" dedi tilki, "dünyada böyle şeyler hep olur"...
...
küçük prens gidip güllere baktı.
"siz benim gülüme benzemiyorsunuz" dedi ... "çünkü ne bir kimse sizi evcilleştirdi, ne de siz bir kimseyi. ilk gördüğüm zamanki tilkim gibisiniz. o zaman yüzbin başka tilkiden herhangi biriydi"... "çok güzelsiniz ama boşsunuz benim için" diye sürdürdü sözlerini küçük prens. "insan sizin için ölemez. doğru, gelip geçen biri için benim çiçeğimin sizden hiçbir farkı yok. ama o benim için yüzlercenizden daha önemli; çünkü suladığım, cam bir fanusun altına koyduğum, önüne siperlik yerleştirdiğim çiçek o"...
tilkinin yanına döndü sonra. "hoşçakal" dedi. "hoşçakal" dedi tilki... "işte sana bir sır" dedi tilki, "çok basit birşey... gülünü senin için önemli kılan onun için harcamış olduğun zamandır".
"onun için harcamış olduğum zaman" diye yineledi küçük prens. unutmamalıydı bunu.
"insanlar unuttular bunu" dedi tilki. "ama sen unutmamalısın. evcilleştirdiğimiz şeylerden sorumlu oluruz. sen gülünden sorumlusun".
"ben gülümden sorumluyum" diye yineledi küçük prens. bunu da unutmamalıydı.
...
"ama insan evcilleştirilmeyi kabul etti mi, biraz gözyaşını da göze almalı" dedi tilki.
"gözyaşını da göze almalı" diye yineledi küçük prens. bunu da unutmamalıydı.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------
Bunu 15 yaşındayken açtığım Yonja hesabında paylaşmışım. Tumblr'da görünce aklıma geldi, ben de aynen ordan kopyaladım. Hayat tuhaf, ergenken yaptığım şeylerden hala beğenebildiğim şeyler de varmış demek ki...

Bir de 3 gündür şunu dinliyorum, neden olduğunu çözemedim ama;