8 Temmuz 2011 Cuma

Boşluk

"...(diğerleri) Eğleniyorlardı.yaşıyorlardı. ve ben kafamın içine ve yalnız kendi ruhuma kapanmakla onların üstünde değil, altında bulunduğumu anlıyordum. Şimdiye kadar zannettiğim gibi, kitleden ayrılmanın bir hususiyet, bir fazlalık değil, bir sakatlık demek olduğunu hissediyordum...Bu insanlar dünyada nasıl yaşamak lazımsa öyle yaşıyorlar, vazifelerini yapıyorlar, hayata bir şey ilave ediyorlardı. ben neydim? Ruhum, bir ağaç kurdu gibi beni kemirmekten başka ne yapıyordu?...

 Muhakkak ki dünyanın en lüzumsuz adamıydım. Hayat beni kaybetmekle hiçbir şey ziyan etmeyecekti. Hiç kimsenin benden beklediği ve benim hiç kimseden bir şey beklediğim yoktu."

Sabahattin Ali
( Kürk Mantolu Madonna )

Şu ruhani boşluğu bana göre bir Sabahattin Ali, bir de Charles Bukowski çok güzel anlatmış. Bukowski nefretle anlatırken, Sabahattin Ali ise diğer insanlara imrendiğini açık açık belirterek yazmış. Aslında Bukowski de kıskanmış ama bunu nefrete dökmüş. Ben de önce nefretle ve son birkaç yıldır ise imrenerek izliyorum bu durumu.