13 Şubat 2021 Cumartesi

WandaVision

 

                                             image: Vulture

Amerikan sitcom esintileri yüzünden izleyip izlememekte tereddüt edip başlayınca iyi ki başlamışım dediğim bir mini dizi olan Wandavision'dan biraz söz etmek istiyorum. Klasik bir Amerika kasabasında yine tipik Amerikalı tiplerle ve abartılı Amerikan aksanıyla konuşan komşularla yaşayan evli Wanda Maximoff ve Vision'ın 1950'lerde siyah beyaz film olarak başlayan macerası daha sonra bambaşka bir yere evriliyor. Biraz Stranger Things biraz da Haruhi Suzumiya esintileri de yok değil. İlk bölümler bayağı durağan olsa da Amerikan dizilerine yapılan parodilerle ve özellikle Elizabeth Olsen'ın güzelliğiyle gayet keyifli geçiyor. Dikkat bundan sonrası spoiler içeriyor, 5. ve 6. bölümü izlemeyenler okumasın bence:

Dizi aslında The Avengers: End Game ve 3 yıl sonrasını konu alıyor. Thanos Infinity War'da Vision'ı öldürüp parmak şıklatmasıyla dünya nüfusundaki canlıların yarısını sildikten sonra Wanda'ya ne olduğunu bilmiyorduk. Vision'ın ölümünden sonra travma geçiren Wanda bu klasik Amerikan kasabasını yaratıyor. Vision ile bu kasabada geçen ve 1950'lerden 1990'lara kadar hızlı zaman akışı yaşayan bu kasabadaki herkes (kapı komşularından Vision'ın sıkıcı ofis işindeki arkadaşlarına, postacıdan sütçüye kadar herkes) Wanda'nın zihin kontrolü altında. Wanda'nın tek kontrol etmediği hafızası tamamen silinmiş olan Vision ki o da Avengers olduğunu dahi bilmiyor. Fakat öyle görünüyor ki aşklarına olan saygısından dolayı Wanda Vision'a özgür iradesini bırakmış en azından. Acıların kadını Wanda ise içten içe durumun farkında olsa da geçirdiği travma sebebiyle kendi yarattığı hayaller dünyasının gerçekliğine bazen kendini kaptırmış gibi gözüküyor. Dizinin ilk başlarında ikiz oğlan bebekleri oluyor, fakat bu çocuklar zaman atlamasıyla 10 yaşına kadar geliyor. Wanda'nın evreni kontrol etme gücünden dolayı, kasabadaki her şey yalan olsa da bu ikiz erkek çocukların gerçek olduğunu düşünüyorum.Wanda meşhur 5. bölümde kendi ikiz kardeşi olan Quicksilver'ı da recast edip başka bir yüzle geri getiriyor. Buradaki dayı modeliyle Elizabeth Olsen'ın kendi ikiz kız kardeşlerinin de oynadığı Full House dizine yaptıkları referanslar komikti. Wanda'nın oğullarından biri kendi gibi telepatken diğeri de Quicksilver gibi insanüstü hızda hareket edebiliyor.

Böylece romantik komedi tadında başlayan dizi aslında duygusal travma yaşayan telepat Wanda'nın Scarlet Witch olmaya giden karanlık yolculuğunu anlatmaya giden bambaşka bir diziye evriliyor. Önce annesi ve babasını, sonra da ikiz erkek kardeşi Quicksilver'ı kaybeden  ve tüm bunlar yetmiyormuş givi aşık olduğu adam Vision'ın da ölümüne tanık olan Wanda'nın bu travmayla kendine güvende ve mutlu hissettiği bambaşka bir evren yaratmasını hangimiz suçlayabiliriz ki.. Legion'da iç dünyayı ve akıl hastalıklarını çok güzel ve saykedelik bir dille anlatan Marvel WandaVision'da da ilk 6 bölümle çok iyi çıkarmış. Dizinin kalan 3 bölümünün de hakkıyla tamamlanacağına eminim. Wanda'yı bu karanlık duygusal travmadan çıkaracak tek karakter yine uzay ve zamanı bükme güçlerine sahip Dr. Strange. Fakat Benedict Cumberbatch'i diziye almak pahalıya patlayacağından sadece dizinin sonunda çok kısa görünüp oradan olayı Dr. Strange devam dizisi Multiverse of Madness'e bağlayacaklarını düşünüyorum.  Belki de Scarlet Witch darkside'a geçerse birbirine rakip bile olabilirler! Alternatif evrenler kurgusunda epey hevesli olan ben ise tabii ki de o filmi izlerim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder