İngilizce adı: Demon Slayer: Infinity Train
Süre: 1 saat 57 dakika
Benim puanım: 8.5/10
Gelelim yılın en çok izlenen filmlerinden birine... Açıkçası Kimetsu no Yaiba'yı genel olarak sevdiğim halde hakettiğinden daha çok ilgi gördüğünü ve biraz overrated bir anime olduğunu düşünüyorum. Bunu anime serisi postumda da yazmıştım:
http://thediaryofanapathetic.blogspot.com/2021/01/kimetsu-no-yaiba.html
O yüzden bu filme karşı da çekincelerim vardı ama hem harika animasyonlarıyla hem de verdiği duygularla gayet tatminkar bir film olmuş. Animasyona özel ilgim olmamasına rağmen Ufotable'ın Kimetsu no Yaiba serisine verdiği emek benim de gözümden kaçmamıştı, ama bu filmde özellikle fire breathing tekniğinin kullanıldığı sahnelerdeki animasyon gerçekten bir wow dedirtti, son derece göz kamaştırıcıydı. Karakterlerden de hafif sinir bozucu Zenitsu'dan ziyade Inosuke'ye daha çok odaklanmaları benden + puan kaptı. Fakat seriden bir tık daha fazla da olsa bu filmde de Nezuko hala istediğim kadar sahne almadı, oradan da 1 puanı kırdım. Filmin ilk yarısı biraz daha serinin normal durağanlığında geçse de ikinci yarısında ortaya çıkan süpriz düşmanla epey ivme kazandı, ki bence keşke ikinci yarısındaki kısmı yani flame hashira Rengoku'nun dövüş sahnelerini daha da uzatabilirlermiş. Neyse bu haliyle karakterler arasındaki denge de daha iyi olmuş aslında, Rengoku karakteri ise gayet başarılı olmuş. Genel hatlarıyla son derece duygusal ve kalbe dokunan bir filmdi. Burada kadın mangakaların shounenlere ne kadar duygusal ve psikolojik boyut katabildiğinin farkını da görüyoruz. Bildiğim nadir kadın shounen mangakaları FMA ve Kimetsu no Yaiba'nınkiler sadece. Kimetsu no Yaiba'yı tabii ki favorim olan kült FMA ile karşılaştırmıyorum, ama karakterlere verilen boyut ve duyguların yansıtılması bence Kimetsu no Yaiba'da da diğer sadece dövüş ve aksiyona odaklı steorotipik shounenlere göre daha başırılı (öhöm bkz. Jujutsu Kaisen).
--- Spoiler ---
Konusunda geçersek direkt 1. sezon sonundan sonra trende olan demon olaylarını incelemek için karakterimizin atandığı görev için trene binmesinden başlıyoruz. Trende onlara mentörlük edecek flame hashira rengoku bir düzine bentoyu mideye indirirken buluyoruz. Rengoku ilk başta biraz crazy eyes modunda hiç göz kırpmayıp beni korkutsa da sonunda müthiş bir karakter olduğuna birkaç dakika içinde bizi inandırıyor ve kendisini hemen seviyoruz. Tanjirou babasının ateşle dansından esinlenerek kullandığı flame breathing tekniği, hinokami kagura'yı Rengoku'ya soruyor, ama asıl sorusuna cevap alamasa da Tanjirou'nun siyah katanasının da (kararsız demon slayerlar içinmiş) bize verdiği ipicuyla aslında ateş, su, fırtına, taş gibi tekniklerden hepsini kullanabileceğini öğreniyoruz (bkz. airbender Aang). Bu arada domuz maskeli tsunderemiz Inosuke'nin Sheldon Cooper gibi trene bindiği için aşırı heyecanlanması da tatlıydı, söylemeden geçemeyeceğim. Çok geçmeden trende birkaç tane şeytan/demon beliriyor. Rengoku aşırı şaşalı flame breathing tekniği ile bu ilk çıkan güçsüz demonları hemen hallederek bizim oğlanları etkiliyor ve hepsi beni de çırak al diye hevesleniyor, Inosuke bile hayranlığını göstermekten pek çekinmiyor. Sonra asıl 12 kizuki demon'dan teki trenin üstünde beliriyor ve trende dönen gizemi öğrenmeye başlıyoruz. Bu demon, Enmu insanları uyutarak rüyalarını kontrol etme ve onları bu şekilde sömürme yeteneğine sahip. Bir takım travmaları olan çocukları güzel rüya görme vaadiyle ikna eden şeytan, karakterlerimizi kendilerine halatlarla bağlayan çocukların onların rüyasına girip spiritual core'larını parçalayıp onları saat bırakmayı planlıyor. Bu bölüm bu yüzden hem trende geçmesiyle hem de düşman tarafından kontrol edilen rüyalar olmasıyla Doctor Who'daki Dream Lord bölümünü hatırlattı. İlk başta Tanjirou'nun tüm ailesinin hayatta olduğu hala dağ evinde yaşadıkları rüyaya kendini kaptırdığı son derece duygusal sahnelerin yaşandığı kısımı izledik. Yalan yok, bayağı gözlerimi dolduran sahneler oldu. Ayrıca Tanjirou'nun sınırsız gökyüzü şeklinde temsil edilen iç dünyasıyla ne kadar temiz kalpli, iyi niyetli ve selfless olduğunu görüyoruz, rüyasına parazit olarak giren çocuk bile etkileniyor bundan. Biraz fazla iyisin, the good guy Tanjirou...Tanjirou dışında diğerlerinin rüyalarından da kesitler görüyoruz, Inosuke'ninki komik bir izci kampı rüyasıyken Zenitsu'nun Nezuko ile romantik anlar geçirdiği rüyası ise biraz güldürdü. Tanjirou dışında Rengoku'nun gördüğü rüya da karakter hakkında bilgi sahibi olmamıza yardımcı oldu. Rengoku, hashira olduğu gün babasına haber verdiği anıyı görüyor rüyasında, son derece ilgisiz olan babasından sonra küçük erkek kardeşiyle arasında geçen konuşmayı görüyoruz. Bu sahnelerde Rengoku'nun ne kadar nahif ve iyi biri olduğunu anlamak çok zor olmuyor. Bu sırada neyse ki çok geçmeden Enmu'nun büyüsünden zaten demon olduğu için etkilenmeyen Nezuko kutusundan çıkıyor da Tanjirou'yu uyandırmaya geçiyor. Tanjirou mutlu anılarından ayrılması çok zor olsa da kendini gerçekliğe dönmeye odaklıyor ve rüyasında kendini öldürerek uyanmayı başarıyor.
Tanjirou'nun uyanmasının ardından Inosuke ve diğer karakterler de uyanıyor ve takım çalışmasıyla Enmu'nun trenle birleşmiş vücudunda başını bulup onu yenmeye odaklanıyorlar. Burada Zenitsu hemen kendi tipik hareketini yaparak Nezuko'yu koruma görevine atlıyor. Nezuko maalesef yine çok geri planda, en azından sepetten çıkıp alev büyüsünü kullanmasına ve arada birkaç tekmeyle demon'un uzuvlarını parçlamasına şükrettim yine de. Rengoku 5 vagondaki insanları tek başına korurken, Nezuko ve Zenitsu tek vagondakileri kurtarmaya çalışıyor, bu sırada da Inosuke ve Tanjirou sonunda Enmu'nun kafasını makinist dairesinde buluyor ve Tanjirou'nun büyü altındaki makinist yüzünden şişlenmesine (resmen hapishanedekiler gibi durduk yere şişlediler çocuğu ahsjash) Enmu'yu öldürmeyi başarıyorlar ve treni durduruyorlar.
Tam tehlikeden kurtulduk derken asıl boss düşman yani 12'lerden ilk 3 numara olan demon, Akaza geliyor. Akaza'nın ne kadar Jujutsu Kaisen'deki Sukuna'ya benzediğini farketmeden geçemedim, demon demon'dır demek ki ajsaksja. Akaza da Sukuna kadar güçlü ve badass olduğunu daha ilk sahnelerin geriliminden bize gösteriyor ve kendisine tek dişli rakip olan Rengoku ile dövüşmeye geçiyor. Zaten şişlenen ve hareket edemeyen Tanjirou ve Akaza'nın kendisinden epey farklı sınıfta bir rakip olduğunu farkeden Inosuke kenara çekiliyor ve Akaza ve Rengoku'nun uzun ve etkileyici dövüşünü izliyoruz. Dövüş sırasında Rengoku'nun epey güçlü ve potansiyel sahibi olduğunu farkeden Akaza, pek çok kez Rengoku'ya taraf değiştirip demon olmasını teklif ediyor. Bu kadar güç ve potansiyele rağmen seni öldürürsem yazık olacak, diyor. Bu fırtınalı dövüş sırasında annesiyle anısını hatırlayan Rengoku neden hashira olduğunu hatırlıyor. Hep özel ve çok güçlü olduğunu zaten biliyor, ve bunun sebebinin kendisini diğer insanları ve güçsüzleri korumak için var olduğuna kanaat getiriyor (fazla Japon gururu ama bunu anne faktörüyle duygusal bir şekilde bize aktarılıyor bu sahne). Ölümüne diğer insanları korumak için şafak vaktine kadar dövüşen Rengoku tam gün doğumuna kadar Akaza'yı kitleme şansına sahip olmuşken o ana kadar söz dinleyip kenarda duran Tanjirou, son anda Inosuke'ye Rengoku'yu kurtarmak için demon'a saldırmasını söylüyor. Kolunu Rengoku'ya sıkışmış çakrasından (akskasj cidden solar plexus çakrası olduğunu söylediler valla) kurtaran demon maalesef son anda kaçıyor. Bu sırada Tanjirou'nun hayal kırıklığını ben de yaşadım. Rengoku'nun öleceğini biliyor ve bunu düşmanı yenemeden olmasına aşırı üzülüyor. Ah keşke Inosuke'yi araya sokmasaydın be, Tanjirou... Ama dediğin gibi bir insan olarak rejenerasyon yeteneği ve öteki demon büyülerine sahip olmayan Rengoku daha cool'du ve trendeki tüm insanları kurtarak 200 yolcuyu sağ salim geri yollayarak bir nevi de olsa onları yendi. Son sahnede Rengoku'nun son anlarına ve o öldükten sonra Gandalf'ın Balrog'la savaşından sonra öldüğü sahnede hobbitlerin kendini yerden yere attığına benzer bizim karakterlerin de ağladığı duygusal bir sahneyle filmi bitiriyoruz :( O sırada tsundere Inosuke gibi ben de ağlayarak kaçmak istedim.
Rengoku'nun son konuşmasından da aldığımız ipicuyla 2. sezon başında muhtemelen bizim üçlü pardon sepetteki Nezuko ile dörtlü, Rengoku residence'a gidip baba Rengoku'nun flame hashira raporlarından hinokami kagura hakkında bazı bilgiler öğrenecekler. Umarım kısa sürede gelir yeni sezon.
--- Spoiler ends--
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder