14 Temmuz 2021 Çarşamba

Black Widow

source: Wikipedia


Yayın yılı: 2021 

Süre: 134 dakika

Benim puanım: 7/10 (maalesef IMDB ile aynı)

Gelelim Marvel'ın eril elemanlarından dolayı çok zor sırası gelen Natasha Romanoff karakterinin hikayesini anlatan film, Black Widow'a. Çok büyük beklentilerle gidilmezse aksiyonlarla dolu eğlenceli bir film olmuş, fakat bana göre potansiyelini yeterince kullanamadığından biraz eksik kalmış bir film. Avengers dışında hikayesini pek bilmediğimiz Natasha için özellikle Soul Stone için Hawkeye yerine kendini feda etmesinden sonra daha güzel bir film yapılabilirdi bence. End Game'de Natasha'nın ölümünün sinemada sadece bir durgunluk yaratıp sonra Tony Stark ölünce herkesin karalar bağlamasını da unutmadım, bak. Bari bu filmde hakkı daha iyi verilseydi... 

Film, Ohio'da ergen bir Natasha ve sonrasında gerçek olmadığını öğrendiğimiz 3 yıl boyunca beraber vakit geçirdiği ailesiyle ve fahri küçük kız kardeşinin olan Yelena'yla açılıyor. Bence bu sahneler gayet etkileyiciydi, o yüzden hiç beklentim olmamasına rağmen bu sahneler yüzünden belki güzel bir film izleyeceğiz diye umutlanmıştım. Gerçek olmamasına rağmen mutlu aile hayatları bir yemekte baba karakterinin getirdiği haberle buz gibi kesiliyor ve gayet aksiyonlu bir kaçış sahnesinden sonra Natasha'nın sahte kardeşi olan ve o sıralarda 6 yaşında olan Yelena'ya ne kadar bağlandığını ayrılık sahnesiyle anlıyoruz. Çünkü Sokova'dan bir yetim olarak alınıp diğer kaçırılan kız çocuklarıyla beraber widow (bir nevi gizli Sovyet ajan) olarak yetiştirilirken kendi başına gelenlerin bu küçük kızın başına da gelmesini istemiyor. Fakat istediği olmuyor ve ikisini ayırarak widow olarak yetiştirme kampına yani Red Room'a gönderiyorlar. Bu açılış sahnesinden sonra Civil War sonrası timeline'da artık yetişkin olan Natasha'nın Norveç'te inziviaya çekildiğini görüyoruz. Bir yandan Budapeşte görevde olan yetişkin Yelena (Florence Pugh), widow'ların beyin kontrolü altında oldığunu farkediyor ve bu kontrolü sıfırlayan kırmızı renkli bir kimyasalı bazı gizemli olaylarla keşfediyor. Bu sıvıları ablası Nat'e gönderiyor ve Natasha kendini takip eden bir nevi android olan Taskmaster'la aksiyonlu bir dövüşten sonra kimyasalı alıp Yelena'nın yanına yani Budapeşte'ye gidiyor. Scarlett Johanson ve Florence Pugh'ın kardeş çekişmeleri ve dinamikleri çok güzel olmuş. Daha doğrusu bence filmin en güzel yanı Yelena karakteri olmuş.

source: Geekyapar

Yelena karakteri sürekli Black Widow'un Avengers'layken super hero landing pozu kesmesiyle dalga geçmesiyle epey herkesi güldürdü. Muhtemelen end scene'de gördüğümüz kadarıyla Black Widow kostümünü Scarlett'tan devralacak gibi de gözüküyor. Bence şimdilik iyi bir karara benziyor, çünkü tuttum ben bu Yelena'yı!

Neyse, filmden devam edelim; kız kardeşlerimizin bir araya gelmesinden sonra asıl macera başlıyor. Budapeşte'de yoğun aksiyonlu, normalde 100 kere ölmeleri gereken sahnelerden sonra Natasha yıllar önce öldürdüğünü sandığı widow'ları yetiştiren Red Room'un patronu Dreykov'un aslında hala hayatta olduğunu Yelena'dan öğreniyor. Dreykov'un yerini öğrenmek için önce Sokova'daki yüksek güvenlikli bir hapishaneden 3 yıl boyunca onlara babalık rolü kesen Alexis'i yine aşırı aksiyonlu sahnelerle kaçırıyorlar. Filmin şamata karakteri görevini gören Alexis aka Red Guardian karakterini bu arada Stranger Things'den komiser olarak tanıdığımız David Harbour canlandırıyor ve bence Yelena karakterinden sonra diğer başarılı karakter de o olmuş. Binbir çabaya girip kaçırdıkları Alexis'in de maalesef ki Dreykov'un yeri hakkında bir fikri yokmuş. Fakat Alexis'ten filmin başında anne karakterini oynayan Melina'nın (Rachel Weisz) aslında Dreykov'un emrinde olan birinci sınıf bir bilim insanı olduğunu öğreniyoruz ve Melina'yı bulmak filmin yeni macera mekanı St. Petersburg'a geçiyoruz. Melina karakterini canladıran Rachel Weisz için tek söyleyeceğim, filmi sadece tek bir ifadeli poker face'le geçirdiği. Sterotipik Rus'a uysun diye bilerek mi bu poker face'i takındı bilemeyeceğim. Zaten film Sovyet Rusya klişeleriyle doluydu ki oraya hiç girmeyeceğim. Rachel Weisz'ı Mummy'den sonra  ilk defa görüyorum ve söylemem gerek ki 51 yaşında olmasına rağmen hala gayet taştı.

Melina'nın çevirdiği bir dalavereden sonra sonunda Red Room'a Natasha, Alexis ve Yelena'yla giriş yapıyoruz. Red Room aslında ana kötü karakterimiz Dreykov'un beyinlerini kontrol ettiği widow'larla dünyayı kumanda ettiği bir uyduymuş. Şahsi fikrime göre film güzel başlamışken Yelena karakteriyle yükselip Alexis karakteriyle mizaha girmişken bu Red Room kısmından sonra iyice düşüşe geçti. Çünkü kaçırılan kız çocuklarının widow olarak yetiştirilmesi gibi apaçık bir hikaye varken Dreykov'un rol kesmelerini ve sonra android olan Taskmaster'ın aslında Natasha'nın Dreykov'la beraber yıllar önce öldürmek için bombaladığı Dreykov'un kızı olduğunun açıklanmasıyla biraz kabak tadı veren bir hikayeye dönüştü. Dreykov'un kızı Antonia'nın hikayesi çok yüzeysel ve havada asılı kaldı, bence hiç olmasa da olurmuş. Filmin sonunda Natasha aka Black Widow, Alexis, Melina ve Yelena'nın da yardımıyla Red Room'u ve Dreykov'u yok edip widowları özgürlüğüne kavuşturuyor. Yelena da diğer kızlarla birlik olup ayrılırken Natasha Avengers dışında ikinci bir ailesi olduğu mutluluğunu yaşarken de filmimizi bitiyoruz. 

After credits sahnesine gelirsek, End Game'den sonra Natasha'nın mezarına gelen bir Yelena sahnesini izliyoruz. Mezarlıkta Hydra'yı temsil eden Valentina karakteri, Yelena'yı ablanı öldüren Hawkeye'ydi diye kandırıyor ve Yelena karakterinin buradan muhtemelen Hawkeye filmine bağlanacağını anlıyoruz. Haydi bakalım...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder